DİKİLİ, NEBİLER KÖYÜ (AŞIKLAR ŞELALESİ, AĞLAYAN MAĞARA, ECE ÇAĞLAYANI)

Aşıklar Şelalesi İzmir'in Dikili ilçesine ait Nebiler köyündedir. İzmir'e mesafesi 128 km'dir. Dikili'ye girmeden İzmir - Çanakkale yolu üzerinden devam ederseniz, Kabakum'u geçtikten sonra sağda Nebiler köyünün tabelası yer alıyor. Sağdan Nebiler köyüne devam ederken zaten yol üzerinde şelalenin tabelaları mevcut. Yaklaşık 7 km sonra şelaleye ulaşıyorsunuz. Köyden sonra 1-2 km'lik stabilize yol var ama her türlü araç kolaylıkla geçebilir. Ulaşımı kolay bir yerdedir.



Daha önceden planlamış olduğumuz Kazdağlarına doğru yapacağımız seyahatimizde (bu geziyi Balıkesir'de gezilecek yerler başlığında bulabilirsiniz) merakımıza yenik düşerek ve yol güzergahımızın üzerinde olması avantajıyla burada kısa süreliğine kahvaltı molası vermiştik. Restaurantta şelalenin sesiyle kahvaltı yapmak bizim için mükemmel bir deneyim oldu. Fiyatları bizce gayet makul. Çok fazla vaktimiz olmadığı için ahşap dik merdivenlerden inip tek bir şelaleyi görüp yolumuza devam ettik. Ayrılmadan önce en kısa sürede buraya tam bir günümüzü ayırmaya karar verdik.

                   

Çok fazla aradan zaman geçmeden bulduğumuz ilk tatil gününde buraya tekrar geldik. Her anın ve doğanın keyfini çıkararak, adım adım vadiyi keşfettik.

Öncelikle hikayesinden başlayalım isterim. Bir rivayete göre, peri padişahının kızı Sümeyra, civar köylerden Yörük Ali'ye gönlünü kaptırır. Yörük Ali'de Sümeyra'ya. Ne var ki, peri padişahı kızını bir ölümlüye vermek istemez ve bu aşka izin vermez. İki aşık çaresiz kalır. Nebiler vadisinde ki koca çınarın altında her gün gizlice buluşur, hasret giderirler. Sonrada birbirlerine sarılır saatlerce ağlaşırlar. Bunu öğrenen peri padişahı bu aşka son vermek için askerleri ile birlikte aşıkların peşine düşer. 

Amacı Yörük Ali'yi öldürmektir. Tam onları yakalamak üzereyken koca çınar yarılır ve aşıkları içine alır. Bu mucize karşısında peri padişahı insafa gelir. Ancak aşıklar aşklarının sonsuza kadar sürmesi için Tanrıya dua ederler. Tanrı'da onları kayalıklardan akan bir şelaleye çevirir. Aşkları sonsuza kadar sürer. Kızını sonsuza kadar kaybeden peri padişahı şelalenin yukarısında ki mağaraya çekilir, gözyaşları döker. Ağlama seslerini duyan çevre sakinleri mağaraya Ağlayan Mağara adını verir.

Ağlayan Mağara

Nebiler Vadisinde görülmesi gereken yer sadece Aşıklar Şelalesi değildir. Ağlayan mağara, Ece Çağlayanı (Kleopatra banyosu da diyorlar) ve zindanda görülmesi gereken yerler arasındadır. Gerçi biz zindana gitmedik.

Öncelikle Aşıklar Şelalesine tekrar indik. Şelaleden akan suyun içine piknik masaları koymuşlar. Burada biraz soluklanıp ayaklarımızı buz gibi suyun içine soktuk. Hem şelaleyi hem de doğayı dinledik. Eşim ve Can daha fazla soğuk suların cazibesine karşı koyamadı :) 

Daha sonra Ağlayan mağarayı ve Ece Çağlayanını bulmak için yola koyulduk. Merdivenlerden çıktıktan sonra sağ taraftan (restaurantın karşısındaki yoldan) devam ederek güzel bir doğa yürüyüşüne başladık.

Öncelikle Ağlayan mağara karşınıza çıkıyor. Mağaranın girişinde biraz dinlenirken, karanlık kısmı bizi cezbediyor. Birbirimize bakıyoruz hadi girelim diye. Yanımızda fenerimiz olmadığı için fener olarak telefonları kullanıyoruz. Mağaranın içinde su var. Yer yer sığ, yer yer belimize kadar suya giriyoruz. Tek sıra halinde ilerlerken kafamızı sarkıtlara vurmamaya çalışıyoruz. Buraya boşuna ağlayan mağara dememişler. Sarkıtlardan üzerimize sular damlıyor. Mağara çok derin değil. Sadece yürürseniz gidiş-geliş 10 dakika sürüyor. İçeride yüzmek isterseniz biraz daha zaman ayırmanız gerekebilir. 

Mağaranın içinde yarasalar var. Seslerini de duyarsınız, etrafınızda da uçuşa bilirler. Tunay'ın ve Can'ın yüzebilmesi için 6 yaşındaki yeğenimle onlara ışık tuttuk. Böyle bir deneyimi yaşamak hepimizi çok mutlu etti. Altını çizerek tekrar belirtmek isterim ki, eğer mağaraya girecekseniz dikkatli olunmasında fayda var. Yürürken sular bir anda derinleşebilir. Sığ yerleri takip ederek ilerlemeniz gerekir. Sarkıtlara ve suyun derinleşmesine dikkat ederek yürüyüş esnasında öncü biri önden gitmeli. Ayrıca ayakkabısız da girmeyin derim. Çünkü suyun içinde yengeçler olabilir.

Ağlayan mağaradan çıktıktan sonra Ece Çağlayanı'nı bulmak için yolumuza devam ediyoruz. Patika boyunca maalesef yeterli tabelalar yok. Ama yürüyüş boyunca boyalı taşları ve kayaları takip ederseniz varacağınız noktaya sıkıntı çekmeden ulaşırsınız. Biz çoğu insanın yarı yolda geri döndüğüne şahit olduk. Siz siz olun bu güzel yürüyüşten yorulduk diye geri dönmeyin. Çünkü ardında muhteşem bir güzellik sizi bekliyor. Ece Çağlayanı... Yaz sıcağında yaptığınız yürüyüşten sonra kendinizi çağlayanın soğuk sularına bırakmak muhteşem bir duygu. Saatlerce bu güzelliğin ve soğuk suların keyfini çıkarıyoruz.

TÜYOLAR ve ÖNERİLER:

1. Restaurantta kahvaltı yapmanızı tavsiye ederiz. Bence gözlemeleri güzel.

2. Mayonuzu ve havlunuzu götürmeyi unutmayın.

3. Rahat kıyafetler ve yürüyüş için uygun ayakkabılarınız olmalı. Tecrübeyle sabittir :)

4. Patika boyunca boyalı taşları ve kayaları takip edin. Böylelikle yönünüzü şaşırmazsınız.

5. Atıştırmalık yiyecek ve içecek (özellikle su) sırt çantanızda muhakkak olmalı.

6. Mağaraya girecekseniz yanınızda muhakkak el feneri bulundurmalısınız.

7. Mağaraya ayakkabısız, yalın ayak girmeyin. Suların derinleşmesi konusunda çok dikkatli olun.

Bir başka gezi yazımızda görüşmek dileğiyle. Unutmayın;

"Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir... Paulo Coelho"